Kongre Hakkında

Aras nehri ve havzası birçok eski dinin gelişim bölgesi olmasından dolayı dinler tarihi açısından önemlidir. Bu özelliğinden dolayı Aras nehrinin kutsallığı öteden beri anlatılagelmiş ve suyunun her derde deva olduğuna inanılmıştır. Aras Havzası’ndaki ilk İslam fetihleri Hz. Ömer döneminde başlamış, Emeviler ve Abbasiler dönemlerinde devam etmiştir. Akabinde bu havza Samaniler, Sacoğulları, Mervaniler gibi yerel beyliklerin hâkimiyetinde kalmıştır. Bizanslılara karşı kazanılan ilk büyük zafer olan Pasinler Savaşı bu havzada gerçekleşmiştir. Alparslan’ın 1064’te Ani Şehri’ni alması ile de Aras Havzası Selçuklu hâkimiyetine girmeye başlamıştır. Bu tarihten sonra ise Şeddadiler, Saltukoğulları, Akkoyunlu, Karakoyunlu, Harezmşahlar gibi birçok beylik ve devletin bölgede hâkimiyeti görülmektedir. Ancak bölge 13. yüzyılda kısa bir dönem Moğollar’ın hâkimiyetinde kalmıştır. Moğolların zayıfladığı ve Osmanlı devletinin güç kazanmaya başladığı dönemlerde ise bölge özellikle Akkoyunluların ve Karakoyunluların mücadelelerine sahne olmuştur. Arkasından Safevi Devleti’nin kurulması ile birlikte ise bu coğrafyanın kaderi değişmiştir denilebilir. Nitekim Osmanlı dönemine gelindiğinde Aras Havzası tarihin her sürecinde olduğu gibi stratejik önemini korumaya devam etmiştir. Anadolu’nun Kafkaslara ve Kuzey İran coğrafyasına açılan kapısı niteliğinde olan bölge bu dönemde bilhassa Osmanlı-İran ve Osmanlı-Rus hâkimiyet mücadelelerine sahne olmuştur. Birinci Dünya Savaşı’nın en ağır geçtiği coğrafyalardan biri olan Aras Havzası, Türk-İslam tarihinin en dramatik savaşlarından olan 1914 Sarıkamış Harekâtı’na da sahne olmuştur. Bu bağlamda kongrenin amacı bu bölgedeki ulemaları ve tarihi şahsiyetleri ortaya çıkarmaktır.